Hız çağında yaşıyoruz. Verimlilik çok önemli bulunuyor. Bunun için her dakikamızın faydalı geçmesi önemseniyor. Yani gerekli ve önemli şeyler yapmalısınız. Hatta 1,2 işi bir arada yapmamız bekleniyor.
Öyle sakince yemek hazırlayamayız. Bu arada bir de müzik dinlemeli ya da TV izlemeliyiz vb. Annem börek açarken yer sofrasını televizyonun önüne yerleştirirdi. Hem kadın programı izler hem börek hazırlardı. Ben de kitap okurken müzik dinlemeye çalışırdım. İkisi de verimsiz olurdu. Zamanın hakkını vermek isteyenler örneğin akşam haberleri izlerken bir yandan da örgü örerler.
Herhangi bir işle meşgul olmadan, kendimizi suçlamadan sakince oturmanın güzelliği de var. İnsanın boş boş oturacak zamanı da olmalı. Yoksa her an önemli işler yapıyor ve kendi içine bakamıyorsa nasıl mutlu, huzurlu olunabilir. Saçma bulunuyor bu eylemsizlik. Bir kitap oku, bir film izle hiç değilse 10 dakika spor yap deniyor. Ya da kendini geliştirecek bir başka adım at deniyor.
Kim demiş eylemsizlik kaldığın, öylece oturduğun zamanın geliştirici olmadığını.
Mutluyum, huzurluyum diyorsan ama kendini ihmal ediyor, 5 dakika bile duygu ve düşüncelerinle başbaşa kalamıyorsan bir yerden sonra kendini tükettiğini farkediyorsun. Ben de böyle olmuştu.
Zaman geçiyor ve ölüm yaklaşıyor. Zamanı nasıl geçirdiğimiz önem kazanıyor. Bir şeyler de yapsak boş boş da otursak bir denge içinde olmalı. Ama hız çağından da uzak durmalıyız arada bir.