insana ferman geldiğinde,
bazen solmak için, bazen açmak için
hâl ve ahval önemsiz kalır.
limanına ne kadar sıkı bağlanmışsa bağlansın
her gemi, vakti gelince yelken alır.
işte bunlar,
ah bi' konuşabilseydi,
o geminin anlatacaklarıdır.
kalabilecek olsaydı eğer,
bir kez daha uzun uzun bakardı bu şehre.
sahildeki koşuşturmayı neşeyle izlerdi.
gözlerinin mavisine bulanır, denizin mavisini özlerdi.
seçebilme şansı verilseydi, tabii.
kaptana ve filosuna sırtını dönerdi,
yapabilse, rotasını bile kendi çizerdi.
belki tam denizin ortasında, dibe çökerdi
kim bilir?
vakit gelince yol almak mecburiyet,
ama sonuçta ayakta durmak, zaruret değil.
hoşçakal.