Hükümsüz bir hayali büyütüp yıllarca, yoklayan sessiz dokunuşlarında. Ormanların ıssız boşluklarında, yeşili ruhuna dokuyan yabani teninde. Uzaklaşmış benliğim bilinçsizce, toplumu ezmiş tüm düşüncelerim; kanunları, kuralları, bütün itibarları yok etmiş. Suskun ve kendinde, biraz da aheste. Sinsilikler denizinde boğulmaktan kaçınca. Yerle gök arasında bir yerlerde konaklar varlığım. İçindeki her hale bakar, görür, anlar. Tarumar olmadan ten kafesi, yıkılmadan betonarme şehirler. Sınırlar kalkınca eşit insanlar arasından. Gövdemde kalan son hücum aşkıyla yanıp tutuşurken. Sığındığım yeşil, mavi ve güneşin ışığında ölmektir. Esaslı aşk.