Aklımda içini dolduramadığım bir tür boşluk vardı. Gelecek kaygısının geçmişimin içinden bir türlü sıyrılamadığı zamanlardı. Bir elimi nereye atsam diğer elim boşlukta kalıyor ve bir noktada kendime yetemiyor gibi hissediyordum. Lise son sınıfta artık kendimi yeteri kadar okula veremediğim için devamsızlıklar ve yetersiz notlar eşliğinde tasdiknamemi elime aldım. İş hayatım okul hayatımın önüne geçti ve çalışmaya başladım. İş hayatımda yavaş yavaş deneyim kazandım ve bir yandan da okuyamama durumu aklımın içindeki o boşluğun kenarlarına küçük küçük başka boşluklar doğurdu. İş hayatına girdikten birkaç yıl sonra bir gün İzmir'in dar sokaklarında yürürken yanımdan 20 km hızla bir araba geçti ve biraz ileride durdu. Beyaz bir Şahin'in içerisinden dışarıya doğru süzülen o müziğin girdabına kapıldım. Yaklaştım arabanın yanına ve müziği dinlemeye başladım derken müzik bitti ve araba benden uzaklaştı. Eve döndüğümde saatlerce o şarkıyı aradım ve sonunda Youtube'da onu buldum. Hüsnü Şenlendirici'nin Gözüm bestesi. Şimdi tam olarak hatırlayamadığım süre (1-2 ay) boyunca hep Gözüm'ü dinledim. Sonra fark ettim ki, onu dinledikçe aklımın içindeki boşluklar birer birer kapanmaya başlıyordu. Sonra gittim bir sol klarnet aldım ve öğrenmeye başladım. Tabii ki de ilk önce Gözüm bestesini çalmaya çalıştım. Klarnet çok zor bir alet, zorlanmadım dersem yalan olur. Derken askere gittim ve ne olsun! Bando komutanlığında ülkenin en büyük stüdyosunun içine düştüm, her yanımda müzisyen askerler ve her günüm müzikle geçmeye başladı. Askerlik bittiğinde artık aklımın içindeki boşluklar tamamen kapanmıştı, müziksiz bir gün bile geçirmedim. Daha sonrasında Açık Öğretim Lisesini bitirdim, üniversite sınavına girdim, Amasya Üniversitesi'ni ve Atatürk Üniversitesi'ni kazandım. 33 Yaşımda üniversite mezunu oldum. İşte böyle, bir beste insan hayatında bazı kırılımlara sebep olabiliyor...

Şimdi size kelimelerim el verdiğince o muhteşem bestenin sahibi, Türkiye'nin övünç kaynağı Hüsnü Şenlendirici ile tanıştırayım.

Tüm ailesi müzisyen olan Hüsnü Şenlendirici İzmir Bergama'nın Atmaca köyünde dünyaya geldi. Adeta müzisyen madeni olan atmaca köyü tüm Türkiye'ye nitelikli müzisyen çıkarmıştır. Zamanında Bergama'ya gelen Atatürk, Hüsnü Şenlendirici'nin dedesinin müziğiyle karşılaşmış ve dedesine "Size soy isim verdiler mi?" diye sormuş ve "Biz şunlardanız..." cevabı alınca da, sizin soy isminiz bundan sonra Şenlendirici olsun demiş ve o günden sonra soy isimleri Şenlendirici olarak kalmış. 5 yaşında klarnet çalmaya başlayan Hüsnü Şenlendirici hayatı boyunca klarnetini bir daha elinden bırakmamış. Çocukluğunu dedesinin enstrüman kiraladığı dükkanda oyun oynayarak geçiren Hüsnü, yürümeyi ve konuşmayı öğrendiği yıllarda aynı zamanda da enstrüman çalmayı da öğrenmiş. 7 Yaşında köy düğünlerinde trampet çalmaya başlamış ve sonrasında vurmalı çalgılar ustası Okay Temiz'in o yıllardaki “Magnetic Band” grubu ile çalışmaya başlayarak profesyonel müzik hayatına giriş yapmış.

1996 Yılında ABD'den gelen teklif üzerine Brooklyn Funk Essentials ile ortak bir albüm ve konser yapmak amacıyla çoğu Türk müziğine özgü enstrümanlardan oluşan 13 kişilik bugünün ünlü Laço Tayfa grubunu kurmuş, "In the Buzzbag" adında ortak bir albüme imza atmış ve ABD'nin çeşitli yerlerinde konserler vererek Türk müziği ezgilerini ABD'de temsil etmeye başlamış. Daha sonrasında bağımsız olarak çalışmalarını sürdüren Hüsnü, Turizm Bakanlığı'nın teklifiyle EXPO 2001-Hannover-Almanya’da ve T.C. Başbakanlık Tanıtma Fonu Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla gerçekleşen 'Anadolu Güneşi' projelerinde yer almış. Dünyaca ünlü Yunan klarnet ustası Vassilis Saleas ile verdiği konser Hüsnü'nün müzik kariyerinde çok önemli bir yer kaplamış. Çingene müziğinin öncü gruplarından olan New York Gipsy All Stars grubu ile turneye çıkmış ve tüm ABD'de Türk Müziği ezgilerini başarıyla temsil etmeye devam etmiş. Türkiye'de ve Dünya'da sayısız ünlü müzisyenlerle ortaklaşa projeler yürütmüş ve hala da Türkiye'yi tüm dünyaya tanıtma görevini başarıyla devam ettirmektedir.

Hüsnü'nün müzik hayatındaki şüphesiz en kusursuz çalışmalar ürettiği müzik grupları Laço Tayfa ve Taksim Trio'dur. Ayrıca değişik alanlarda da çalışmalarını sürdüren Hüsnü, 2011 Asya Kupası Şarkısı trompet ile eşlik etmiştir. Sayısız organizasyonlara imza atan başarılı müzisyen bu aralar doğup büyüdüğü Bergama'ya yerleşmiş ve özlemini çektiği hayatı yaşamaktadır.

Şimdi sizleri yazımın başında da bahsettiğim ve benim için çok büyük bir anlamı olan Gözüm bestesi ile yalnız bırakıyorum!