kaygılı denizleri geçmiş hayaletler
beyaz olmakla yükümlü
gölgesi bozgunlarda dokunmuş
bize değildi yarınları yaşamak
bizim değildi geçmişin sunakları
bir yılgınlık ki inanışa inanmak
ne telaşsız ne zehir
gün geçtikçe sızı verir
kime lazımdı bu süpürülmüş laflar
kimiyle güler kimiyle incinir
dengini bulsak aksi bozar her şeyi
gök karardı bozguna kaldık artık
hani yaşamak
muhtaç
epeyce muhtaç
yaşamaya muhtaç
canlı ve keskin bir telaş