Gülmeyi özledim.

Hayatın ortasında “Ben de varım” demeyi...

“Yaşıyorum, yaşam bu“ demeyi özledim.

Yaşamın şimdilerde yüzüne bile bakmaz oldum.

Dört duvar arasına sıkışmış ruhum zehirliyor bedenimi.

Uyuyorum, uyanıyorum...

Tekrar uyuyor ve tekrar uyanıyorum.

Gündüzleri görmüyor, geceleri uzunca yaşıyorum.

Birikmiş sonsuz çığlığım,

İncecik de bir sızım var.

Sularda boğulmak nasıldır merak ederdim.

Gırtlağıma kadar kendimle boğulurken.

İnsanın elinde de olsa kader yazgısını değiştirmek,

Değiştiremiyormuş.

Tırnaklarımla kazırken bir duvarın boyasını, öğrendim.

Öğrendim, toprağına küsen bir çiçek için mevsim fark etmezmiş.

Tanrım,

Toprağıma küstüm. 

Çekip alsan da beni bu döngüden yaşayamam ki!

Sahi bahşettiğin yaşam nefes almaktan mı ibaretti? 

Oysa camdan derin bir nefes alacak kadar bile dermanım yok.

Kendimi yok sayıyorum.

Hayat!

Harca beni. 

Bozuk bir para gibi.