yorgunluktan kasıt nedir şimdi,
semalar yüreğine mi çöktü de böyle hüzünlü?
sevgiden midir nedir hayaletini gördüğüm,
nefes nefese kaldığın mumları yakarken
kalp çarpıntısı şimdi götürür beni derinlere,
atma, inlediğim bu güzel yüzünde!
mahperi'yi sildin mi şimdi göğsünden?
yoksa uzaya mı sardın gittin gideli...
ellerim titrer, sana yazarken bu satırları,
iki yanıma düştü, canım acıdı.
yok saydın beni aylar sürerken,
ya da silmeli miyim ayları göğsümden?
gittin, yolun olmadı mı yolum şimdi?
karanfilleri dök mabetlere, sil gözyaşını.
pişman olacağın anları duymak istemem.
varken, yok olan değil miydin sen?
şimdi, al gözyaşlarını, çık git evimden.
eserken rüzgâr, beni sana getirse de,
girmediğin kalmıştı rüyalarıma.
ademi de yok mu eyledin şimdi,
sana ızdırabım olan günleri.
tan ağarırken, öldün mü sonra?
selaları duyarken sana mı ağlıyor millet?
ağladım şimdi senin yerine,
kalk şimdi de gör mezarımı,
onu öldürdüm, çığlıklarını atarken,
dirilt beni kendinle, hüzün bakışlı.
gözlerinde hazan var, yağmurlu.
bu dünya yarım kalmışlıklarla yarımdı,
hiç bu kadar yarımları çeyreğe indirmedim.
bir bütün olacakken yırtıldın düşlerimde...
unutma, yüreğini deş ömrünle,
sarışınlara mı tercih ettin nedir bu istek?
ya da kitaplara mı sardın tahtalardan,
uzun yollar süzülüyor başımda,
sergilediğin çiçekleri kopardım attım anıya.
durgun sulara bıraktım, toprak olacak bedenimi,
kemirmeden böcekler, yedin bitirdin beni.
baş ağrıları, ilaçlar ve şifâhane.
ne olur, bir kez olsun göreyim ellerini,
bu bir şifâ olur bana suratınla.
ama şimdi yoksun, binlerce mezarda.
kimsesizler diyârının en ücra noktasında.
ellerinden tutamadığım günlere say şimdi.
ya da sil, at çöpe bütün hayallerini.
silemiyorum, bu kadar işgal etme beynimi.
dualarımın sonucu olur mu güzellikler?
uzay boşluğunda yuvarlandım, bulamıyorum kendimi.
kendinden eksilttiğin ne varsa şayet,
hadi gel gidelim bulalım karanlıkları,
ipekten yapılmış kanatlarını, ruhları ve arafları.
hüznünden mi eksilttin nedir şimdi bu parlaklığın?
nedir mazlum duruşun, sessiz bakışların.
olur muyum devâ anlatsan da bana,
sorgulamıyorum daha fazla, yakıyorum,
"uzay" hakkında yazdığım şiirlerin.
sevgileri def ettim şimdi yüzünden,
ve seninle yaşadığım o günleri duyup üzülmenden.
hiç durmadım, yazdım sana olan yakınlığımı,
yakınken bu kadar uzakta kalışımı.
kurtarmadım, bıraktım, gözlerindeki yaşları,
neden süzülmüyorsun cennetimden,
yüzüklerinle andım, var şimdi sana selâm.
ağyâr oldum ben suratından akan her damla kedere,
yok mu bana senden yâr olan bir cennete?
oturdum kaldım, yıkıldım şimdi satırların ucunda.
kapıları kapattım, seninle olan her odaya.
binbir kilitli kapıların her biri oldu bana yuva.
sen yokken bu dünyadan kesilmiş adem.
kaç tane kin var yüzünde, söyle dök çekinme.
manzaraları sayamıyorum, içimden sökülmüş benliğine,
dikenleri bir bir eksilttim, çiçeklerin ömrüne.
ayakların beni sana getirmiyorsa,
hatırlama, unutmaya çalışıyorum her bir gölgeni.
yüreğimden gidenleri, uğurlamaya çalışıyorum.