koca evrende dertlerimiz ne kadar anlamsız ve basit. çok basit bir neden için bile kendimizi üzdüğümüz, binbir düşüncemizin arasına koyup diğerlerini kenara atıp günü onu düşünerek geçirdiğimiz anlamsız dertler. acaba tanrı varsa ve bizi izliyorsa bu karınca kadar bile yer kaplamadığımız anlamsız, küçük gezegenimizde edindiğimiz dertler hakkında ne düşünüyordur.80 yıl yaşama süremiz olduğunu düşünsek 1-2 yıl sonra adını yüzünü cismini hatırlamayacağımız kişiler için kendimizi üzüyoruz. eşyanın yeri farklı diye sinirlenip dert yaratıyoruz. bildiğimiz halde zararlı olan şeyleri kendi vücuduma işliyor, yiyiyor izliyor ve içiyoruz. herkes kutu haline getirdiği zihninde yaşıyor. karşıdaki kişinin ne dediği değil bizim ne anladığımız önemli. ve ne anladığımıza göre tavrımız farklı oluyor. dediği anlamsız bir kelime yüzünden bile kendimizi onu düşünerek kendi hayal dünyamıza oluşturduğumuz arkadaşımızı o kelime ile ne demiş olabilir diye dertleniyoruz. başkalarını düşünmekten kendimize zaman bırakmıyoruz. öleceğimiz zaman oluşturduğumuz her şey yok olacağını bilsek bile bir şeyler için uğraşıyoruz. acı çeksek bile, yolun en sonunda ne olduğunu bilsek bile devam ediyoruz. belki de kısa anlamsız dertler bizi oluşturan ve yola devam etmemizi sağlayan şeydir.