aya bakıyordum
üstünden yolcular gibi bulutlar
geçiyordu
geçen giden her şey gibi bulutlar
geçiyordu
aya bakıyordum
yıldızlar göz kırpıyordu
taze ayazdı
hava titreten cinsten
iliğime
geçiyordu
her gecekinden biraz fazla karanlık
göğe sinmiş
içime
geçiyordu
aya bakıyordum
korkuluydu
yüzünde parlıyordum
her zamankinden biraz fazla yamuk
şehrin sokakları içimden
geçiyordu
harici kurulan cümlelerim devrildiler
bu biraz fazla karanlık geceye
seçiciydiler yol çizenler
ben çizgilere basarak
geçiyordum
yoksuldu her ıslık şiddetten türetilmiş
yoksundu her ulak bir kaç tasvirden
çizgiler çizgilerin üstünden bir silgi gibi
tüm olasılıklarla
geçiyordu
bulutsuzdum ama güneşim de yoktu
kurak bir sonbahar benden
ve bir kucak dolusu elveda
geçiyordu
sessizdim her zaman
bir odanın karanlık yüzünde
olanaksız tüm olanakları
sırtlanarak ben kendimden
geçiyordum
aya bakıyordum
caddeler yamuk
ışıklar parlak
geceydi
bulutlar gittikleri yere varmışlardı
gözüm kamaşır
dilim tutulur
içim bir soğuk
ben yığılırım
binalar üzerime yığılır
caddeler altımdan çekilir
başımı kaldırıp aya bakarım
içim ıslak
ay bana gülümseyebilir
ihtimal
ansızın her şey devrilir
ihtimal
aya bakarım
her şey geçebilir
bu bir ihtimal