Saat sabaha karşı beş suları... Ansızın uyandım beni her saat başı huysuz bir bebek gibi mızmızlanarak uyandıran uykumdan. Bir süre hareketsiz yattım. Yaşamadığım, salt zaman geçirdiğim saatlere hoş gelmiştim. Tezer Özlü’nün dolaştığı sokaklardım bu sabah. Bir yere varamıyordu çağrışımlarım. Benliğimden taşıyor fakat vuku bulamıyordu. Hoş, bulsun istiyor muydum bilmiyorum. Ne yapmak, nereye varmak istediğimi de. Son zamanlarda takvim geçmiş zaman. Bir bir yırtıp koyuyorum kenara yaprakları fakat zaman bir türlü bugüne gelmiyor. Gelecek ucundan bile gözükmüyor. Güneş doğuyor tam bu sırada. Velhasıl karanlığım varamıyor aydınlığa.