Bir mayıs gününün öğlesinde

Telaşsız güzelliğiyle yerleşirken

göğsümün altındaki kımıltısız şehre

Kırılmış aynalardı kaldırımlar geldiğinde.


O sokaktan geçmesen

Varmasan bir başka bakışın hududuna

Kediseven sokağının karşı kaldırımında

Benzerin olan ama benzersizliğiyle senden çirkin

Adımlarının izine basıp yürüyen bu kadın

Şarkısını söylemese delice o ayrılığın

Sormazdım o vakit kendime

Sevene, sevdiğini içinde öldür demek ne diye?

Sevgi hiç bitebilir mi, sor kendine

Ölmeden evvel eline düşerse bu müsvedde.

Ve şafakta merhabasız kaldığın o an

Bitirip içindeki son cümleyi usulca

Bana fısılda yalnız bana

Nerelerdeydin be sevdiğim

Ay görünürken şafağın kınında.