Çözümleme; bir bütünü oluşturan parçaların bütünsel olarak bir anlam ifade etmediğinde parçalarına ayırarak bütüne anlam kazandırma çabası olarak tanımlanabilir.


İçe kapanıklık en genel anlamıyla sosyal bir varlığın sosyal etkileşimlerden kendini soyutlayıp kendisiyle baş başa kalma hali olarak tanımlanabilir. Sosyal etkileşimlerden kaçınma bireyin kendisini toplumunda konumlandırdığı yerin sarsılma endişesiyle kendini gösterebilir.


İnsan zihni güzeli ve çirkini, iyiyi ve kötüyü algılar ve gözüyle gördüğü nesneleri ayırt edebilir. Sosyal etkileşimde bulunulan insanların kendilerini yansıttıkları halleriyle, sosyal etkileşimde bulunan insanın yansıtılan halden algıladığı olumsuza doğru yaklaştıkça içe kapanıklık başgösterebilir.

İlkesel tavırlı bir hayat süren (mesela dürüstlüğe önem veren ve bunu ciddiye alan) bir kişi; ilkesi olmayan insanların çoğunluğunu oluşturduğu bir ortamda kendi ilkeleriyle yüzleşmek durumunda kaldığında da içe kapanıklık başgösterebilir.

Kişi beklentisini yüksek tuttuğu insanların oluşturduğu bir toplulukta beklentisi karşılanmadığında da kendi içine dönebilir. Çoğunluğun onayladığı ve onaylayan çoğunluğun içinde kendisine benzettiği insanların var olduğu durumlarda azınlıkta kalan bir kişi de kendi içine dönebilir.

Kendini eksik bulduğu yönleriyle yüzleşmek zorunda kaldığı durumların bulunduğu ortamlarda da kişi içedönebilir.


İdeolojik, sosyolojik, ekonomik farklılıkların ve çeşitliliğin bulunduğu bir toplumda ise içedönüklük yerini, kimliğini saklamak veya değiştirmekle dışa dönüklüğe bırakmak zorunda kalabilir.