Kalem alıp yazardım ancak izin vermediler.
Öyle ki zaten yazım da pek güzel olmadı Hiç.
Yine de parmaklarım uyuşana kadar yazardım sana. Şimdi anlıyorum ateşe verdiğin mektuplar yavaşça bana ulaşmakta.
Öyle zamansız bir sevişin var ki… öte kıtadan bu içinde mahpus kaldığım dört duvar değil ki içimi ısıtan. Hayır, hayaller de değil! öyle bir kalemde sana bunu yapamam. Beni bana çağıran el ol uzaklardan.
Sıcak dudaklarına hasret kaldığım…
Karanlığımın içinde vücuduna ilk dokunduğum an işte ben o zaman aşık oldum. Ve seni kaybettiğim zamana…
Aşk olsun! Aşk olsun! Aşk olsun!