Kelimelerim yardım çağrısı mı? Kurduğum cümleler kendimi iyice boşluğa itmek mi?
Düşüncelerim keşke istençdışı olmasaydı
keşke en ulaşılmaz yanımın yollarını bilmeseydim görmeseydim her gün olumsuzluklar dağını, içimdeki; umutsuz ruhu serinletip, kökümdeki nemli ve böcekli kuytuyu çiçeklendirebilseydim. Hareketim hep istençdışı, ruhum bana zorba.
.
Olmayınca olmuyor deme özgürlüğünün olmadığı geniş bir arazi günüm ya da bana öyle geliyor ki duvarlardan sarkan sarmaşıklar... Sözsüz müzikler dinliyorum
her koşula özel belirlediğim resimler var; babamın çizdiği karakalem portreler bazen ya da kendi manzara denemelerim. İsteğim iyileşebilmek, dünyaya karışmak istiyorum karışıp erimek, içinde. İstiyorum.
Hazırlanmadım bu benim suçum mu yahut bu bir soru değil desem. İçim ayrıntıların ve ihtimallerin çarpıştığı bir savaş alanı; sınırlarım can pazarı ve her gece ölülerimi topluyorum yazarak demirbaş listesi tutuyorum. Hangi kendime güvenip de kurşun sıkayım bilmiyorum hep bundan dolayı vurulup düşüyorum cephelerimde, kanlı ve acıklı bir halde. Neyi değiştirir ki yazmak sonrasını, gözlere acı veren ve sadece görenin bildiği imgeleri doğru yerlere kondurmak neyi değiştirir ki hisler aynı kalırken hissi anlatmak istençdışı.
.
Kendi hakkımda saygısız ve haksızım hep kovalarken buluyorum kendimi kendi dilimle sobelerken; sessiz sedasız bir kayboluş vakti çağrışımı hissediyorum gitgide her gün. Tutunma çabalarım başkasına benzemekten ibaret; zaten devamlılığı olmuyor, sökülüyorum.
.