Aklımda hep var diyalektik düşünceler.

Takılır kafama, sürekli sen kimsin der;

İçimdeki iplikleri şüphesiz diker.

Ortaya çıkan şey ise hiçlikten beter.

 

Onca şeyi anladığım bu dünyada

Çözemedim kendimi hâlâ şu yaşımda.

Erteledim herkesi, her şeyi işin sonunda.

Algılayamadıktan sonra ne anlam ararız biz yaşamda?

 

Zaman ve insanlığımı yitirsem ne olur?

Zaten benliğimden yıllar önce eksildi şuur.

Hissedemez yaşadıklarımı yakın sandıklarım, onlar bekler durur.

Açamam düşüncelerimi zihnim kendi kendini dokur.

 

Belki de bunlar bana yapılan bir ihanetin sonucu,

Benim hesaplaşmam tanrı ile bırakmam orucu.

Anlaştım kendimle, o olamadı hiçbir zaman kurucu.

Zıtlığımızın tek sebebi var: O çok buyurucu…

 

Ulaşılmazlıklarımla mücadele ederken geldi bana bu hissiyat.

Öyle birdendi ki artık varlığımı öldürüyordu hayat…

Dayanmaya çalışıyorum, etmeyeceğim ölüme biat,

Ölene kadar ölümsüzüm artık, bundandır ettiğim rahat.

Hayatımdan çıkardım bir varlığı o da hissiyat…