Derin bir nefes aldım, gözlüğümü taktım ve klavye seslerine bıraktım kendimi. Bazı şeylere nasıl başlanır, nasıl bitirilir hala bilmiyorum. Yarım yamalak başlangıçlarımı ve hiç bitiremediklerimi ardıma alarak bugün kendimce yeni bir adım atıyorum.

Her şey lisenin ilk yıllarında anlam veremediğim o duygu karmaşasından kaçmak istememle başladı. Bir kağıdı karalarken bir şeyler yazmaya başladığımı ve bunun bana iyi geldiğini gördüm. Kendimle konuşmayı bırakıp düşüncelerime yön vermeden en saf haliyle hiç durmadan yazmak kendimi tanımamı sağlıyordu. Bu hoşuma gitmişti ve bana iyi hissettiren ya da canımı çok yakan şeyler hakkında yazı yazabileceğim bir defter edindim kendime. Rutin haline gelen şeyler beni çok bunalttığı için hiçbir zaman günlük tutamadım. Kendimi anlamak istediğimde, bir şeylerden kaçmak ya da bir şeylerin cevabını kendi içimde bulmak istediğimde sığınacak bir yerim vardı sadece. O defteri herkesten -bazen kendimden bile- sakladım. Geriye dönük yazdıklarımı okuduğumda hissettiğim duygular beni korkuttuğu için o sayfaları yırtar ve hiç olmamış gibi yapardım. Bunca yıl bir kaçış noktasından bile kaçmayı başardığım için kendimi tebrik ediyor ve artık buna bir son vermek istiyorum. Düşüncelerimi, hislerimi, acılarımı ya da kahkahalarımı saklamak istemiyorum. Ağlarken mutlu olduğum bir sayfaya denk geldiğimde o sayfayı yırtıp atmak istemiyorum. Kendimden saklanmak istemiyorum. O yüzden buradayım. Benim için oldukça güç ve zorlu bir adım olacak ve buna nasıl kalkıştığım konusunda hiçbir fikrim yok. Kendime kızar mıyım yoksa aynaya bakıp gururla gülümser miyim henüz bilemiyorum. Şu anda sadece içimdeki sese sizinle birlikte ''hoş geldim'' demek istiyorum.