Öldürme zevkini ilk o zaman keşfettim. Yediğim elmadan ayağımın üstüne düşen kurdu ezdiğimde. Kendi hayatımda kuramadığım hâkimiyeti, o küçük kemiksiz kurdun üstünde kurmanın hazzı büyüledi beni. Korkularımı öldürerek yenmeyi öğrendim. Yedi yaşındaydım; önce küçük kurtları, karıncaları ezdim. On yaşındaydım. Sevilen bir sınıf başkanıydım. Yere düşen çocuğun eline bilerek bastım. Merdivenden yuvarlanan arkadaşımın ön dişleri, ben onu ittiğim için kırıldı. Öğretmenlerim, arkadaşlarım güler yüzlü ve sevecen oluşuma bayılırdı. Saçları iki yandan belik yapılmış gözlüklü, örnek bir öğrenciydim. Hislerime, düşüncelerime maske takmayı on bir yaşında öğrendim.
On sekiz yaşındayım. Sevgilim, en haz aldığım cinayetim. Bana hep beni, senin bu gülümsemen öldürecek derdi. Öyle de oldu. Ah maviş gözlüm. Son anında nasıl da güzel baktı bana. O bakışı tekrar görebilmek için elimde olsa onu bir daha öldürürdüm. İnsanlar konuşmuyorken, nefes almıyorken nasıl da mükemmeller! Kafalarındaki içsel çekişmeler, kaygılar, korkular, garip, sahte yüz ifadeleri...
Hiçbiri öldükten sonra görünmüyor.
Otuz yaşındayım. Arkadaşımın eski kocasını öldürdüm.
"Bugün daha bir enerjik gördük kız seni. N’aptın dün gece?"
İş arkadaşım beni çok sever. Gözlerinden yalan akmaz benim aksime. Gerçek hislerini yüzünden okurum.
"Dün bir kitapçı keşfettim. Seni de bugün oraya götürmek isterim.”
Gülümsedim. Yaşamanın ölmek için bir araç olduğunu anladığımdan beri dünyayla ruhum arasına ördüğüm duvar yükseliyordu.
"Sen de olmasan boşandıktan sonra nasıl toplanırdım?"
Gülüp bana sarıldı. Sarıldık, gülüştük bir süre. Sen de olmasan arkadaşım, ben kimi öldürürdüm? Ellerimden eski kocasının kanı akıyor. Bu ellerle dün babasını öldürdüğüm çocuğu seviyorum. Ölüm haberini almışlar. Arkadaşım mutlu görünüyor. Eski koca, karısına yaşamıyla veremediği huzuru ölümüyle veriyor.
Bugün kırk yaşına girdim. On âdemoğlu öldürdüm. Babam da on âdemoğluna dâhil. Anneme giden her yol kapalıydı. Öldürmek dâhil. Şimdi geçmiş doğum günü hediyelerim aklımdan geçerken kırkıncı yaş günümde en güzel hediyemi kendime vereceğim: İçsel cinayet.
Sarı elbisem vardı üstümde, kendimi öldürmenin hazzını keşfettiğimde.
Ural Işık
2020-10-31T21:14:41+03:00Kıymetli yorumunuz için teşekkür ederim. Bir edebi metinden her okuyucunun beklentisi farklıdır. Olay, karakter gelişimini oldukça kısa tuttuğum için bazı noktalar rahatsız edici gelmiş olabilir. Müessesemiz ölüm kokan öykümüz nedeniyle size verdiği rahatsızlıktan özür diler ve öğretici metinlerde görüşmeyi diler.
Muhammed Dalpalta
2020-10-31T20:45:45+03:00Bir garip hissettim okurken. Açıkçası rahatsız oldum. Galiba bu metinlerin işlevi kötüyü insanın canını acıtırcasına hissettirip o yola girmemesi gerektiğini öğretmek olmalı. Bir katilin bilincini güzel yansıtmışsınız. Giriş kısmı ayrıca etkileyiciydi. Kaleminize sağlık.
Ural Işık
2020-10-31T18:05:04+03:00Yorumunuz için teşekkür ederim, umarım daha nitelikli ve kaliteli bir metinde görüşebiliriz.
Serhat Tepe
2020-10-31T17:04:59+03:00Kaos seven bir insanım. Bu düzenli, dingin kaosu da sevdim. Hissettirmeden yükselmeler de iyiydi. Daha uzun metinler okumak isterim elinizden.