Anarşist düşünür Proudhon'a göre anarşi düzendir ve Tanrı kötülüktür. Proudhon der ki nasıl ki insanın insanı sömürmesini kabul edemiyorsak, insanın insanı yönetmesini de kabul edemeyiz. Din ve dinadamları bu yüzden yapıbozucudur. Aklın egemenliğini vahyin egemenliğinin yerine geçiremezsek adla özgür olamayız.

Merdan Yanardağ'ın kitabı içtihat kapısı tam da bu konular üzerine. Vahyin nasıl öne geçtiği, aklı örttüğü, bilimi yoksaydığı üzerine. Okumaya çalışıyorum.

Tolstoy anarşizminin de din bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tolstoy mana arayışındaydı, bu yüzden müslüman olduğu da söylenir. Önemli olan bir kiliseye ihtiyaç duymadan barış içinde dinlerini yaşayan insanlar düşlemiş. Şekile değil öze bakmış. İnanmış insanların ama aydınlanmış inançlı insanların anarşi içinde yaşamasını istemiş.

Aynı düşünceleri Tolstoy'dan çok etkilenen Gandhi'de de buluruz. Gandhi siyasal gücün karşısına ahlaki gücü koymuştur. Bu ahlaki güö ve aydınlanmış insanlar siyasal otoriteyi etkileyebilir, sarsabilir, denetleyebilirdi.

Bugün ülkemizde din yönetiliyor ve yönlendiriliyor. Devletin dini olmamalı, dini kurumları olmamalı. Aydınlanmış insan laik bir devlette özgürce dinini de yaşayacaktır. Allah ile kul arasında aracılar dinimizde yoktur. Cemaat ve tarikatlerin demokratik laik yapının karşısında olduğu bir ülkede bilimin hükmü de kalmaz. Köklü bir dönüşüm gerekiyor. Türkçe din dili olarak kabul görünce, Kuran okunup anlaşılınca, din kul ile Tanrı arasında kalırsa özgür olacağız.

Merdan Yanardağ'ın kitabı önemli. Okuyalım bakalım.