En nihayetinde bir ideali olması lazım insanın diyerek bitirmişti konuşmasını, alanında uzman bilirkişi. Defalarca lafını kesmemek için zor tutmuştum kendimi konuşma boyunca. İdealle başlayıp idealle bitirdi, ideal aşağı ideal yukarı… "İdeal bir düzen oluşturun kendinize, misal her gün aynı saate kurun alarmınızı, bu sizin ideal başlangıcınız olsun. Her gün aynı saatte yapın kahvaltınızı, ideal bir vakitte ideal besinlerle ideal tabaklardan ideal bir öğünle yapın kahvaltıyı. İdeal bir ilişki, ideal bir iş, ideal arkadaşlar ve ideal bir çalışma planı vs. vs."
Baştan aşağı bir yanılgı, külliyen kusurlu bir demeçti anlayacağın. Çünkü ideal düzen bu değildi, bu anlatılan olsa olsa ideal düzülmeydi. Yemenin, içmenin, gezip tozmanın, aldığın nefesten yaptığın hergeleliğe dek planlamanın başka bir karşılığı yoktu çünkü. Zaten bu ideal düzenin ideal insan yetiştirme misyonu da yoktu. Zira insan varoluşu gereği idealize edilmeye yatkın değildi. Savrulmaya layıktı insan, dağılmaya yönelik, bohemde ısrarcıydı insanoğlu ve intihara meyilli.
İdeal düzen kan dolu bir küvetti, stres odaklı yaşam ve don atlet gidilen bir iş mülakatıydı ideal düzen. İçine içine sövmekti, tebessümde saklı isyan, ve sessiz sakin bir röportajdı. İdeal düzen bıyıkları yeni terleyen gencin dökülen saçları, yüzde egzama, ciltte sedefti. İdeal düzen 13 yaşında başı pres makinesine sıkışan işçi, Kongo'da kobalt madeninde 8 saati 1 dolara çalışan zenci çocuktu. İdeal; üstün demekti, imrenilen insan, özenilen iş ve özenilen düzen… Bu yüzden vardı ideal kilo, ideal iş, ideal eş…
Hepsinin de kötü bir alternatifi vardı. Şükredilecek örnekler yani. İdeal kilonu koruman için motivasyon kaynağı birkaç obez, ideal işini sana sevdiren milyonlarca evsiz, ideal eşine çiçek aldıran milyarlarca yalnız…
Bense ideal olmayan bir yazının sonunda sana ideal bir biçimde veda ediyorum; kısa ve öz bir telkinle. Son bir yudum daha al birandan ve balkona çık, bağır avazın çıktığınca ve kendini 12. kattan yer çekiminin insafına ada. Yerle yeksan olmuşken başına üşüşenleri boş ver, zaten onlar ölümüne üzülmüyor, ideal intiharı hesaplıyorlar…