Hiç yeşertmediğiniz onlarca tohumun zihninizde canlanışına, merak edip üstünde durmadığınız tonla soru işaretinin çözülüşüne hazır olun! Sorulmasının komik geldiği ama cevaplarının da aynı ölçüde bilinmediği sorular vardır. Bir düşünün, kitabın ismine verebileceğiniz bir cevabınız var mı? Benim kesinlikle yoktu.
“Ölmelerine rağmen arılar bizi neden sokar?” Uğrumuza canlarını feda edecek kadar aşk girdabına saplandıkları için mi? Sanmıyorum, ekosistem onların iki dudağı (arıların dudağı olmayışı bizi ilgilendirmez) arasındayken böyle bir tercih yapmamalılar sanki?
“Sağ ayağınız ne kadar akıllı?” Şahsen benimki pek değil gibi duruyor.
Bu kitap “Kızarmış ekmek dilimi yere düştüğünde neden ekmeğin tereyağlı yüzü hep aşağıya gelir?” sorusuyla çıkılan yolun Murphy ve Finagle kanunlarının açıklamalarına varabileceği absürtlükte.
Evrendeki acabalardan bazıları çözümlendiğinde, yazar aslında bir tanesini daha aralarına eklemiş oluyor: “En sıradan mevzular, nasıl ilgi çekici hale getirilir?”
Kendisi kitap sitelerinde aylak aylak gezerken keşfettiğim gerçek bir hazine. Bir yandan tesadüfen karşılaştğımız için keyifleniyor, diğer yandan çevirisinin ülkemizde hak ettiği kadar yaygın olmayışına üzülüyorum. Zaten belki de iyi işler sıklıkla kıyıda köşede mi kalıyor?
Sayfa tasarımlarının da oldukça eğlenceli olduğunu söyleyebilirim. Her ne kadar siyah beyaz olsa da, size fırıldak bir gazeteye abone olmuşsunuz da onun sayfalarını yalayıp yutarcasına okuyormuşsunuz havası verecek. Yani bana verdi!
Edebiyatla ilgilenenler için muazzam bir malzeme kaynağı olduğuna inandığım bu kitap, 13 yaş üzeri her gencin ve 130 yaşına kadar kikir kikir gülerek hayata dair garip detaylar öğrenmek isteyen herkesin kitaplığında mutlaka olmalı.

Soruların sonsuzluğundan kana kana içmek isteyenlere…