Bir kirpiye sarılmış gibi hissettiğin olur. 

Kırılmış bir camın çatlağına sığınmak istediğin de...

Uğur böceğinin sırtındaki benekler kadar dilek hakkın olduğunu düşünmüş olabilirsin.

Elektrik kesildiğinde imdada yetişen mumun vakur duruşundan kendine çıkardığın zamanlar olmadı deme, kimse inanmaz. 

Çok sevdiğin için omzundan indirmediğin hırkanın yırtılan koltuk altını sakladığın zamanlardaki o sır kutusu hallerin...

Bir kediye anlattıklarını insana anlatsan nasıl da gülerler katıla katıla. 

Sürünen salyangozu yolun karşısına geçirmemek için kendini zor tuttuğun anlardaki heyecanını saklamalısın elbette. 

Fırından aldığın sıcak ekmeğin ucunu koparmamak için kendini tuttuğun anla sevdiğine açılamadığın için kaskatı kesildiğin an yaşadığın zorluğun aynı olduğunu hiçbir şair anlatmaz biliyorsun.  

Umduğun ve beklediğin o güzel haber geldiğinde dünyaya yayılan aydınlığın güneşten daha büyük olduğunu söylesen buna bilim güler, edebiyat övgüler dizer. 

Cebindeki son meteliğin günü kurtaracağını bilmek kadar insanı bayram çocuğu kıvamında mutlu eden başka çok az şey olduğunu herkese anlatamazsın. 

Şairlere inanıp düştüğün her yolun sonunda yaşadığın hüsranı yine bir şairden dinliyor olmak üzmesin seni. 

Kuşun, kanadına kızdığı da olur, övgüler dizdiği de...

İnsan kendini atabilir de satabilir de.

İnsan kendini alnından da öpebilir.