Acıya rağmen yaşa. Belki de budur hayatın anlamı. Yegane anlamı olmasa da bir anlam da acı eşiğinden geçiyor olsa gerek. Onca acı beşiği, onca kan ve zulüm varken kim diyebilir ki acım her şeyden ihtişamlıdır.


İhtişam… Estetiğin en muhteşem algısı… Bazen bir gözle, bazen bir sözle karşımıza çıkan o Tanrı vergisi… İhtişam… Çorak topraklar, öfkeli dalgalar, uğultulu rüzgarlar… Var olan en büyük sanatçı Tanrı ve o ihtişam…


Doğumun ve ölümün ayak sesleri üzere yazılan şiirler, bir gözleri ahuya biçilen değerler ve yitik mısralar gezinir mütemadiyen hatırımda. Öylece suskun bakışır kimseler. Sadece gözler konuşur duvarlardaki birer noktayla. İhtişam gezinip durur aklın doruklarında. 


Mazi ve tartı kurulur ömrün artıklarında. Doymak bilmez gözler birer birer kararır defter tozları arasında. Rab el verirse çıkılır her bataklıktan ve sahifeler parıldar sonsuz ihtişamla. 


Öyleyse Ey İhtişam. Ey güzelliğin uçsuz bucaksız noktası... İçimi köpürten deniz, zihnimde kurulan ulu ihsancı. İhtişam ver bu aciz ruha. İhtişam ver bu ruha…