İhtiyâre Kadının Kâbusu
yorgun ve berdâne bir sabahın zifiri karanlığında
kâbuslarından fırlayarak ağlıyor âcuze bir kadın
boğuluyor uykusuz gecelerin zulmetli nâzârında
kirpikleri nemli, dudakları çatlak, kısık gözleri algun
ölüm, ihtiyar uykularına çatılmış kaşları kadar yakın
her kadının son makyajıdır bilyâkin soluk eflâtun
yıpranmış kehâm elleriyle rabbine bir münâcat
eklemleri hânis fakat haykırışları kâvi
son bulmalı elbet bu hilkât-ı alem, bu hayat
derdine intizar derman havâle bir havâri
dilinde yankılanan hâlisâne feryatlar
devâ arıyor yükselerek tanrıya semâvi
ve feryâdına mukâbil göğden gelen bir icâbet:
ey gamnak! dayan, telef de olacak bu fâni keder
kalk uyan o kâbustan, atma ruhunu yabana
kulaklara akseden huzura tesirli bir dâvet
fakat ne fayda? aldırma, aldanma yalana
mutlak son: yakasız gömlek ve bir karış makber!
26.12.2022
Berat Güney