I

 

Her bir günaydında farklı ressamlığı Tanrı’nın gökyüzünde

 

Masum, esnemeli omuzlarınla uyanıyorsun, her sabahki halin bu senin

Her zamanki gibi saklanacağı yeri çok iyi biliyor gamzesi o ince belinin

Eşsiz bir rüzgar eşliğinde parıltılı güneşin o durgun maviliğin eşiğinde

Bak işte! Yine sıralandı sırtında gölgesi saçlarının ve uçları parmaklarımın

Günün ilk sigarası dudaklarımda olmalı, her sabahki halim bu benim

 

 

II

 

Biliyorum hala oradasın, yine çekiştiriyor bizi birbirimize bu engin rüzgar

Bugün gece olmaz, böyle tepeye varamaz bu gün ışığı, böyle dalgın

Öylesine dalgınım bir anı ardına açtım göz kapaklarımı ve kapalı restoranlar da

Bak işte! Bıraktığımız gibi aynı kalmış bu sahil, biz aynı kalamasak da

 

Çok uzağındayız aslında yakın olmaktan, yürü. Düş yakamdan!

Ah ne denli korkusuz şu gözlerin? Ve bana bakıyor öylece, dalıyorum

Gerçi en büyük numarası bu değil miydi işte! Doğası gereği gözlerinin

İçine çeken bir dalga.

Seni, kendisinin sen olduğuna inandırmakta…