Sarı renkli tüyleri olan bir köpek, sudan sıçrayan balık heykelli fıskiyenin havuzundan su içti. Üç küçük kız yıkık dökük eski iskelenin kalıntıları üzerinde bağrışa çağrışa oynadı. Çelimsiz bir ihtiyar zevkle cigarasını tüttürdü. Kuşlar cıvıldaştı. Bütün bunlar olurken araçlar bir o yana bir bu yana geçişti. İnsanlar yürürken konuştu. Dört kişilik bir kız arkadaş grubu kumsala doluştu. Uzaklarda bir adam denizin hemen kenarcığına kuruldu. Derken yaşlı ve çelimsiz adamın elinde yine bir cigara tutuştu.


Ben bekler, dakikalar geçer; karşımda oturan, rengi iyiden iyiye solmuş takım elbiseli adam da cigarasını içerken olanlar bunlardı. Ama tahminimce ben gittikten sonra da o yaşlı, çelimsiz ve solmuş takım elbisesiyle bankta dünya umrunda değilmişçesine oturan adam bir cigara daha yakacak.