İKİ DAKİKA SEVMEDEN DURAMADIM SENİ. ..
Nerde bıraktın en son beni...
Hatırlayamayacağım kadar uzun bir süre sanki... Karşındaydım önümüzde birer kahve. Sen, sen gibi davranmıyordun artık. Ortamızdaki masa degildi karanlık bir uçurum vardı ortamızda. Hangimiz atlayacaktık? Yada atlayacak mıydık? Eskiden olsa biliyordum emindim birlikte ışığa kanatlanıyorduk. Ama o son gelişim herşey değişmişti. Eskiden olsa aramzda uçurum değil masa olurdu zaten.. Kollarını uzatıp parlak gözlerinle o mesafeyi de aştığın...
Gözlerin de parlamıyordu.
Sonra konuşmaya başladın. Benden cevaplar bekliyordun. Bense kaskatı kalmıştım. Ağzımdan çıkacak tek harf içimi dışımı o sokağı sele boğucaktı. Sen farkında degildin neden susuyorum anlamıyordun bende sadece taşlaşmış, nasıl masadan kalkıcam? Nasl uzaklaşıcam bunları düşünüyordum. Yutkundum. Canım çok yanıyordu. Farkettin o an ama ne degişicek ki. Hiçbir şeyi degiştremedm. Birlikte atlarsak o uçurumdan kanatlanırız sandım. Ama sen atlamadın. Bir baktım tek başımayım. Yere çakıldım. Bir ara ayağa kalkarım yine sandım. Denedikçe yere çakıldım. Tek sebebi seni sevmekti. Bunu farketmemeliydin. Ama çok sevmiştim seni sevmeyi, seni ve seninle herşeyi. Senin için ağlamak bile güzel. İnsana yetmiyor senle geçirdgi zaman. Öyle birisin sen. İnsan sadece seni değil seninle yaptgı herşeyi seviyor. Sevme eylemini de. Bu yüzden işte baş aşağı çakıldım.
Sen, seni hapsedicem sandın. Sevmeyi bilmeyen herkesten gördüklerinle.
Kaçtın.
Ve hoşgeldin mutsuzluk ve yalnızlıktan uyuyamamak. Saat 04:10.
Bir becerebilseydim...
Saklayamadım.
Ne sevdiğimi senden,
Ne de kendimi senden..
İki dakika...
İki dakika sevmeden duramadım seni.