Gerçek dünyayla bağlantısını koparmıştı.

Şarap içinde yüzen balıklar,

duvar dibinde kimliksizler.


Bir ses çağırıyordu, bir öğle vakti.

Karanlıklar çöküyordu usul usul omuzlarıma.


Ve

ölü dönenler,

göğe uzanmaya çalışanlar.

Birbirinden farksızlar.

Toprağın şarkı söylediğini duymadılar.


Kırılacak olan kalplerinizin özgürlüğünde boğuluyorsunuz.

Aşkın eli boğazınızda ve nefesiniz yorgun.

Haykırmak isteyiş, dudakların alev alev oluşu.


Kar taneleri ve yitmekte karanlıklar.

Hasretler ve en çok yine hasretler.

Gelmemekler.


Konuşmanızı dokuyan,

gözlerden akan her yaşı kelimelere dönüştüren,

sevgiyle gölgeleri titreyen yürekleri bulun, kucaklayın.


Bu hayata acıyı fazla kaçırmışlar.

Bir anne gibi ateşiniz şafakla birlikte sönsün.

Gün ağardı.

Ben,

beni bulmaya gidiyorum.