Günümüzde insanların çoğu 'dünyanın sonu' fikrindeler. Ahir zamandayız diyenler var. Bir 3. Dünya Savaşı huzursuzluğu taşıyoruz.
Dünyanın sonu değildir. Belki Batı uygarlığı bir dönüşümün eşiğindedir. Dönüşemezse çökecek demektir. Uygarlık deyince bu küreselleşme ortamında Batı uygarlığı akla gelmektedir. Ve modern zamanlar, modern zihniyet, distopyalar üretmektedir.
Doğu, kalbin, duyguların uygarlığıdır. Batı beynin, aklın uygarlığıdır. Batı uygarlığı için madde uygarlığı daha doğru bir tanımlama. Sürekli koşuşma, hızlı değişimler, hızla akan olaylar arasında Batının maddeselciliğini atlıyoruz.
Ben de bugün az çok batılılaşmış biriyim. Modern Batı zihniyetiyle yetiştirildim ve doğunun Kadim bilgeliğinden uzak düştüm. Pek çoklarımız gibi geleneği, dini dışlayıp yaşamaya çalıştım. Kalbim isyan etti. Doğu-Batı ikilemini aşacağımı umuyorum.
Şimdilik bir sorumuz var: Batı dönüşürken veya çökerken Doğu yüzeysel bir bunalıma mı girecek yoksa Batı çözünürken Doğu da yıkılacak mıdır?
Ben dengeye entellektüalite ile ulaşılacağına inanıyorum. Kalbi dışlamayan bir akıl ile dönüşüm başarılabilir. O zaman Örn. Bilim kendi rayına girer, endüstrinin hizmetkarı olmaktan insanlığın hizmetkarı olmaya geçer. Çünkü herşey endüstrileşiyor ve insan mekanikleşip köleleşiyor.
Saldırgan Batı, dünyanın tüm kaynaklarını ele geçirmişti. Şimdi savaş ile bunu sürdürmeye çalışacağını söylüyorlar. 3. Dünya Savaşı tamtamları ara ara duyuluyor. Dünyanın sonu değil elbette. Ama büyük bir dönüşüm olacağı kesin. Doğu-Batı kesişmesinde Türkiye'ye yapıcı roller düşecektir. Altından kalkarız umarım. Aydın ve entellektüellerimize büyük görev düşecek. Yoksa dünyamızı bir distopyayı yaşıyor bulacağız. En soylu davamız Doğu-Batı ikilemini aşmak olacaktır.