Puslu fotoğraflar ve ıslak zeminli vapurlar
Yaşadığımı hissettiren mekanlar ve yaşayan mekanlar
Semtlerin şarkıları ve şarkıların semtleri
Gerçek sözler ve söylenmemiş sözler
Kitaplardaki hayatlar ve hayatımdaki kitaplar
Yüzümdeki duygular ve duygulardaki yüzler
Gerçek hayaller ve hayal olan gerçekler
İç çeken martılar ve evini özleyen çocuklar
Kalabalıkla barışmak ve kalabalıktan kaçış
Yanlış olan doğrular ve doğru yapılan yanlışlar
Görebildiğim kadar uzak ve uzaktan görebildiğim
Yaşayan insanlar ve insanca yaşayanlar
Hatırlatanlar ve alıkoyanlar
Hatırlayanlar ve anlamayanlar
Gerçek hayat hikayeleri ve hikayelerin arka yüzleri
İstanbul’un ruhlara kattığı ve İstanbul’un insanlardan çaldığı
Siyah beyaz filmimin son karesi ve sevdiğim filmin ilk sahnesi
Sıradan bir yok oluş ve yok oluşumun hakikiliği
Var olanın yok olduğu ve yok olanın var olduğu
İnce çizgiler ve ayırdığı ince insanlar
Kışın çıkan güneş ve yazın yağan yağmur
Islanan çantam ve yırtılan kitaplarım
Geç kalan düşlerim ve düşlerime geç kalanlar
Kaçırdığım otobüs ve yakaladığım nimetler
Aklımdan geçenler ve hiç geçmeyen minibüsler
Altıncı hissim ve bilmem kaçıncı kayboluşum
Boynumda kendi ördüğüm atkım ve eşlik eden günahlarım
Kapanmayan kapı ve kapıyı açan el
Aynada gördüğüm ben ve bende gördüğüm kördüğüm
Çözülür mü bilmem
Tutku Silahtar
2024-12-17T01:48:40+03:00Şahaneydi, aktı gitti.... umarım çözülür bu arada.