Hırsız cihana ve kanı yerde kalan Sabahattin’e 

Kızına çikolataya ve bulgur taşına 

Avlunun kambur ihtiyarına  

İçinden bir yer arızalı bu ahalinin

Bazı masalarda her şey daha yavaş 

Bazı yerlere çabuk geliyoruz

Hayatımızın bazı günleri eksik

Tepemizin attığı yalanını söylüyoruz

Öyle güzel 

Diyorum yerini bilmiyoruz bu elinin

Öyle güzel

Dar günlerin en geniş cümlesidir 

Şimdi olsaydı bir avuç kapital...

Ahlat Nurşin Gevaş 

Pump eden kalbim nereye kadar

Nefis sular geçiyordur bacaklarından 

Sırtın tıka basa ben 

Ey çilekten taze naz 

İşte fitili içimizde patlayan hasret

İşte gözdağı veren memelerin 

Öyleyse Maldini’ye

Ne topçuydun sen de be kardeşim  

Luka Donçiçe 

Çok olmasa da yüksek boyuna

Bir türlü geçmeyen baş ağrına

Gözünü kapatıp yürüdüğün bir yer vardı Siyahın aşağısına inmiş bir siyah elbise

Kart avrat demir mermi gebertilesi kurtlar 

Buz beyaz ölüyoruz öyle 

Füze attılar bir fotoğrafa

Gidenleri dönmedi bir daha

Kalanlar da pek bir hamle yapmadı 

Bu tenimizi çatlatan güneş

Koşan atların gözleri

Türümüzün en güzel kızı

Sana ilave olarak annene

Bir de putlara yani İbrahim’in mirasına

Dört dine bilhassa İslamʼa

Cihatçılara değil

Delilere ve dervişlere



Bu mağazasındaki kasiyer seline

Merhaba açık bacaklarına

Ne banyo terliği o ağzımdır

-Kasiyeri sigara için çıktı-

Kılık dediğin nedir

Kalçaların piyangodur jeanlere

Özel konular dedin evet

Ama sen civcivli kitaplar da sevmiyorsun

Doğrusu bıktık bu hareketlerden Bela

Ters sarılma oyunlarını özledim

Suratımdan sarkan hayretti

Ne desem eksik

Kime baksam çoktan icat

İşte geldik kıyısına Allah’ın

İşte geldik el alemin kolayına

Sen bize kan döktüren hu 

Adımızdan öç alan feleksin ha

Bulutun buluta bastığı o daracık yerde

Bu bekleme salonlarının Allah belasını versin

Bir daha ikinci doğuya 

Gram Zeliha’ya

Dedemden dul kalan tarlaya 

Bazen bazen kulağımdan geçen sese

Adam mısın be Arsenal

İngiliz toprakları bunun için miydi

Mühendis beylere ne diyelim şimdi

Yok arkadaş sevdiğimiz yemeği yine yapmamış

Ben şimdi sesimi dişlerimle sıkıp sıkıp 

Yataklara girmek dilimde müstehcen küfürlerle

Öyle beni atlayan

Öyle kemiklerimi kıran

Ne kaynamaz kemiklerim var 

Öyle eksik yanlarıma bakıp bakıp  

Biliyorsun sana olan tutkum psikolojik

Bir gün beni sevdiğinde bitecek demek istiyorum

İstiyorum gözlerimin dibinde patlasın gözleri

Hep yaptığı kekler kadar taş olsun kalbi

Şifre altıdan üç kere ileri

Soldan düz git 

Durup dururken aksi

Demezseniz de bilirim

Benimdir bu hayvan laftan anlamayan Diyorum Van’ımı yoğumu

Diyorum böyle hasar

Kat kat çıksak göklere 

Serseler ayaklarımı daldıracağım bir deniz Diyeceğim ki Filiz’in ellerini ben tutarım

Demezsem de uzaktan bakıldığında tutmaya gidiyorumdur  

Hanımefendi borcunuz 2 oda 18 kuruş

Zaman zaman soruyor mahsus

Bluzumda yer kalmadı

Fazla doldurmuşuz etleri 

Diyorum pembeye

Diyorum tombul burnuna 

Sahi sen miydin 

Başımı alıp eve girdiğim gün

Kollarına doldurduğun erkek yerlerimi sıkan 



Okeyin şen kızlarına

Sakin sekize 

Bu acı sana hastı diline

Öyleyse bu biberleri kim yarattı sorusuna 

Sakin makin çok derin acı

Berlin adıyla pek filim de yapılmıyor

Sanki burası imam hatip lisesi

Sanki baş ucunda açık kalmış bir pencere 

Belki de bir şeyler oluyor teninin altında

Belki bir uzağın gözlerisin sen

Belki hayrına cennetine alır Allah bizleri 

Yanlarına dolduğun bu gökler

Parmaklarını iç içe geçirip kırdığın sıkıntılar Sana göz koymuş bu bahar nezlesi 

Boş bir bardağı yerinden kaldırır gibi

Ben gidiyorum cümlesi

Elbette güzel şeyler de oldu bir keresinde

Saçlarını geriye atıp gülümsediğin de

Hah derken şiir

Hm ne demekti sahi

Borsa haberleri neyse de 

Bir ceylan sabah suyunu içecek şimdi

Bir yerin içi olmaya 

Bundan kararlar alıp vermeye

Yani gözlerime kanlar doldurduğum bir sabah 

Dedi ne haber dedim iyidir iyi

Sancılar içinde kalmıştı dudağım

Demokrasiden yoksun el şakaları yapan devlet

Teneke tekmeler gibi Yıldız Tilbe

Bugün size ve bir öğlen uykusuna

Bugün böyle derdine yandığım

Bugün oh be

Sertine kılıbık olduğum

Diyeceğim bu koltuğunda tuttuğun güneş

Bir pembe yer açıyor gibi

Göğsümün ortasında