Birtakım insanlar telefonlarıyla oldukça meşguldü. Bir çoğuysa Boğaz’ın renkli ve ahenkli ışıklarıyla ve kararan havayla gözlerini şenlendiriyor, yüreklerini mutlu ediyordu. Onlardan biri de bendim. Yani ikinci güruha dahil o, Boğaz’ı seyre dalmayı tercih edenler var ya.


O sırada küçücük bir bebeğin bağırmaları kulakları tırmalıyordu Üsküdar-Eminönü vapurunda. Bir başka çocuk, çocukçaya mahsus kelimelerle bir şeyler anlatıyordu. Belli ki, Boğaz’ın güzelliğinden dem vuruyordu. Denizi ve kararan havayı, ışıkların ahengini şerh ediyordu babasına. Tabii ki çocukçaya mahsus kelimelerle.