Kapının eşiğinde ellerini ısıtmaya ç'alışıyorsun.

Acına odun atan sözleri hatırına getiriyorsun.

Kaç kelimenin d'ipsiz kuyularda öldüğünü,

Ürkek gözlerin koşa koşa kaçtığını,

Yıldızsız bir semâya beyhude baktığını,

Sayabildin mi, inanabildin mi?

Bilemem; her cevap, bir soru...

Tokat gibi suratına inen o yağmuru,

Sevebilmiştin, çârelenmeden!

Sanki düğüm atmışlardı aklına.

Ayıramadın karanlığı aydınlıktan.

Kustun, içini doğrayan bıçakları.

Bir iklîm düşüyle yaşadın hep.

Coğrafyasını kalbinle çizdiğin.