Yandım, yandım ki gözlerimin görmeyişi ile

Kalbimin incinmeyişi aynı asra rast geldi

Hangisi için kaçacak yerim olduğunu bilmeden

Kana susamış bir masum eli gibi arşa yükseldim

Mahzûnum, mağdurum fakat 

Hüznümü bilmeden 

Dişlerimi geçirdim alemin göğsüne

Hangi şefkat penceresi saracak şimdi 

Kim gelecek ufkuma, ruhuma üfleyecek güzel 

Hangi iklimin berisinden kervana râm olur

Sahiplerin de ötesinde bir bende aşkı gibi 

Zifir bağlamış içimi kim çözecek

Savaşın eşiğinde kalmış başıboş köpekler misali

Mezarım beni ne vakit azâd edecek 

Her şey bir kavgaya esir olan

Gözler ile içimin kıyısında küf bağlayan 

Rahmet penceresinin ahvâlinde

Kıyamete varmadan, kaderle beraber 

Beni ruhumun içi ile bir edecek...



Belli belirsiz biz göçe zorlarken kendimi bu fotoğrafı gördüm. Kullanmama müsaade ettiği için Melike Baran Hanımefendiye hassâten teşekkür ederim.