1. biz bugün

-ağırkanlı adamlarız-

ve alnımızda ter, gözümüzde ışık

izliyoruz:

at sırtında çıplak kadını

                   ve bembeyaz teninden günahı.

izliyoruz:

kapıların sertçe vurulmasını,

çekip gitmelerini;

                   esmer, sarışın ve kızıl kadınların.

yürekte ağrı, tende çiğ taneleri

hastalıkla cebelleşiyor kanımız

çekiliyor denizler gibi; tuzlu ve haşin.

biz bugün

-güneşleri doğuruyoruz öfkemizle-

ve perdeleri basan nefret

bir mavi göz ferahlığıyla takip ediyor bizi.

nereye varacak bu gitmeler?

kaderimiz: göç yolları.

kaderimiz: varmamak.

kaderimiz: tanrının oyunu.


2. seviyorum kelimeleri bir anlama geldiklerinde.

seviyorum gözlerimi kapattığımda dünyayı

her şeyiyle benim olan ruhum;

                                                   hani -nerde?-


adını bir araya getiren harfler

ki hepsinin ayrı ayrı aşığıyım.


seni bana getiren "şeyim"

her ne isen büyü:

                    ele geçir beni, bütünüm ol.


senin ayakların

şu dünyanın hangi üzümünü boğuyor

senin şu ayakların:

her gün aklımda bir şarap ağrısı.

öpmediğim neren kaldıysa

                    işte orası benim memleketim;

                    doğurgan, mümbit, ıscacık.


bitmiyorsun hayatımda

sevdiklerime varmayan yollar gibi.


bir dokunsam memelerine

çocuklara ölüm yasaklanacak.