Çok uzuuuun zamandır okumak isteyip de bir türlü başlayamadığım bu kitaba geçtiğimiz günlerde başlama fırsatım oldu. Sonrasında bu zamana kadar niye okumamışım diyerek biraz da kendime kızdım.

Okurken sanki İlber Hoca ile bire bir sohbet ediyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz, bu da kitabı oldukça gerçekçi kılıyor. Kendisi o kadar kültürlü, birikimli ve donanımlı ki bunu her kelimesinde anlayabiliyorsunuz. Ömrünün hiçbir gününü boş geçirmemeye gayret etmiş hep, bizlere bunu aşılamaya çalışıyor. Tarih olsun, edebiyat olsun; sinema, müzik olsun her alanda kendisinden bir şeyler öğrenmek mümkün. Kitabı okumadan önceki halimle okuduktan sonraki halim bile aynı değil, inanın bana. O yüzden tavsiyem şu ki okumak isteyip de benim gibi bir türlü başlayamayanlar varsa daha fazla ertelemeden başlasın. Zaten ortada o kadar akıcı bir sohbet var ki bir çırpıda okuyup bitiriyorsunuz. Kişisel gelişim sevenlere de faydalı olabileceğini düşünüyorum. Her kesimden insana hitap edecek, bir şeyler katabilecek bir kitap.

İlber Ortaylı gibi bir ustamızın hayattayken kıymeti bilinmeli, böyle insanlar bir daha gelmez dünyaya. Kendisiyle oturup sohbet edebilmeyi de ayrıca çok isterdim, umarım bir gün karşılaşabiliriz.

Sevdiğim bir alıntıya yer vermemek de olmaz:
“Her şeyden evvel insanların birbirlerini çok sevmesi lazım. Sevginin olmadığı yerde hiçbir şey kurulamıyor.” (s. 45)

Kitabı okuyup beğenen/beğenmeyen kim varsa yorum yapabilirse çok mutlu olurum. Farklı düşüncelere de açığım.