savruldum bir kentin ortasında
görenler oldu, kayboldum yollarında
kanıksamadığım bir ilgi var
viran araları fahişelerin kalp ağrıları
buldu beni yaşım daha on altı
üzerime yürüyen bu insanlar yabancı
sırf bu yüzden müzikle geçer hayatımın her dakikası
absürt tanımı, yaşantımın yazgısı
sordum saatlerce var olan tinselliğime âlemin nedir kastı
bulantılar içten içe
yalnızın derdi uğrar mı bize
ve dahi fikirlerin eli uzanır mı evimize
geceler boyu atalet bulur mu beni yine
kısık ışık, geçen saat
ölüme varılacak aynı tatta bir hayat
aynı kahır aynı dua
artık bitmeyen bir sone dudaklarımda
sürrealist yaşantım çarpar duvarlara ve daha sonra
aşağılık adamları bir sözle boğdum kentin ortasında
şikayetleri buldu evimin kapısını
bense sokaklarda avare gezinmelerle cigara tüttürürken habersizim
uyumsuzum geceden
ve dünyada bir onur meselesini dert edecek kadar kalıcıyım burada
keyfiyeti kaçmış ruhumun yavan tadı ağzımda
olsun alışıyorum yavaş yavaş
gözümden düşüyor insanlar
kanlı gömleğimle evde selam verecek bir hâldeyim
sarılmak bir kadına o an için
tüm gülünç anılarıma feda
oysa senden çekilmiştim
farkındaydım yalnızlığımın
onurum ve gururum hırpalanmıştı o gün
nefretleriyle doldu kalpleri bir merhabayı kıskandılar
sanki o anı beklerlermişcesine üzerime yürüdüler
haliyle tüm fikrim olaylar üzerine yoğunlaşırken
sevişmekten kaçınır oldum
yakınır sızlanır hatta ağlar dururdum
her şeyim yarım kaldığından
halbuki ya hep ya hiç olanı seçmiştim
yarım kalan günahlarım
yarım kalan kavgalarım
üçüncü kişi ağzından konuşan arkadaşlarım
nefret etmekten, sıkıldım tövbelerden
ahlakın soyutu her yanımda
ve geçip gidiyor günlerim
anlamlı yaşanmışlıklara
bir ölümle temizlemek geçiyor aklımdan
(söylerler) intiharı yadsımak korkakları andırır her zaman
yine bir gurur onur ve toplum
bu şiirleri yazdırır her zaman
bir şiirin bitmediğini
ve her zaman terkedildiğini öğrendim
çekip gitmenin hüznü
artık gerçek aşkı bu yüzyılda bulamamak kadar uğramaz bana
artık anlamım yok
yazmak için yalnızlık nedir