Kafanı kaldırdığında gördüğün şeyin yanlış mı doğru mu olduğunu bilmek akıl işi; yanlışa yanlış, doğruya doğru demek yürek işidir.


Ülkemizin geldiği noktada gelişim konusundaki ağır ilerleyişin bir numaralı nedeni budur. Siyasal, sanatsal ve sporsal olarak yanı başımızdaki değişim ve gelişimin gerisinde kalmamızın nedeni; holiganizm.


Öyle dar pencerelerimiz var ki ve o dar pencerelerden öyle seçici bakıyoruz ki resmin bütünü hakkında doğru verili yorumlar yapamıyoruz. Benimsediğimiz görüşlerin kusursuzluğuna inanıyor ve dahası olarak da başkalarını inandırmak için ekstra mesai harcıyoruz. Başarıya "başarı" diyebilmek için bizim yanımızda olmasını bekliyoruz ama başarının konumdan ve bireyden bağımsız bir olgu olduğunu unutuyoruz.


Aslında dar pencerelerimiz bizi o kadar şeyden mahrum bırakıyor ki etrafımızda olan iyi veya kötü durumları görmeden öleceğiz. Bu kısacık ömre bir de görüşlerimizden mütevellit eksiklikler dahil oluyor. Eksik yaşayıp fazlasıyla eksik ölüyoruz.


Bizim ülkenin verimli arazileri, dört mevsimi dolu dolu yaşayan bölgeleri vardır. Eksikliğimiz toprağın altındakiler değil üstündekilerdir. Ortak noktamız olan insanlığa tutunmak yerine farklı noktalarımızı keskinleştiriyor, mazoşist bir tutumla canımızı yakmasına müsaade ediyoruz. Bunları yaparken "geride ve geri kalmaktan" şikayetçi olmayı ihmal etmiyoruz.


Şapkanızı önünüze alın ve düşünün. Düşünürken unutmayın ki şapkanızı önünüze aldığınızda önemli olan, kafanızda şapka olmaması değil şapkanın içinde doğru eleştiri olmasıdır.