I. Pera'nın Eski Bir Sokağında


Kuşlar kalkıyor Aya İrini üstünden

Bir sap ot kulaklarının arkasında.


Ben sonunda burdasın işte diyorum kendi kendime

Burda eski bir atlasın kesiştiği yerde.


Bir kedi gözlerini dikmiş sana bakıyor

Ve aşağılarda gök ne kadar aşağılarda olursa.


Ve karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor bir kadın.

Ben seni düşünüp korkunç ince diyorum görmediğim boynu.


Önümden çerçiler askerler bıçak bileyiciler geçiyor

Ve asık suratlı kazmacıları dünyamızın.


Bir ses seninle aynı yarımadadayız diyor

Ve yitiyor sonra Pera'nın eski bir sokağında.


Pera'nın eski bir sokağını tepiyorum ben böyle her akşam

Her akşam tabanımda senin çamurun.


II. Siz Ne Güzeldiniz Benimle Bilemezsiniz


Siz ne güzeldiniz benimle bilemezsiniz

A harfinden bir çarşı güneşi yüzünüzde

Hèlene uyruklu bir rüzgârdınız her şiirde

Benimdi, Ronsard'ın bir ülkesiydi yeriniz.


Şimdi kim bilir İstanbul'sunuz değilsiniz

Bir f'diniz Önasya'larda o şey evlerde

Şimdi nasıl bir yalnızlık eser yüzünüzde

Uzun sular olur duymak gibi bir şeydiniz.


Şimdi h, şimdi M sesi ilk nasıl karanlık

İpek gibiydiniz iyisi mi anlatmamalı

Ben yokum ya yoksunuz bakın nasıl artık.


Şimdi bakın nasıl bir yalnızlık vuran benden

Şimdi şiirlerde benim yazdığım sıkıntı

Bayılırsınız bir rüzgâr oynatsam ülkemden.


III. Yavaş Yavaş Geçtim Kalabalıkların Arasından


Yavaş yavaş geçtim kalabalıkların arasından

bir deniz çarpması gibi çoğalta çoğalta geçen

geçtiği yeri

yavaş yavaş çıktım içimden.

Dokundum

yavaş yavaş acıya, kuvarsa, şiire

yavaş yavaş tarttım suyu, anladım nedir ağırlık

kokular

coğrafya.


Eğildim sonra gövdeyi tanıdım ve düzenini

gördüm sessizliğin dümdüzlüğünü

gördüm yinelemedi gördüğüm hiçbir şey

böyle yavaş yavaş geçtim insandan insana

insanlaştırdım yavaş yavaş dışımı

böyle karıştım kalabalıklara

kalabalıklaştım böylece...


IV. Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım


Üç kez seni seviyorum diye uyandım

Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim

Bir bulut almış başını gidiyordu görüyordum


Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün


Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim

Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum

Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum


Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün


Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım

Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim

Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum


Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun


V. Ben Uyandım



Ben uyandım bir aşk demekti bu dünyada

-Sesin, bir gülü bırakmak gibi bir şeydi

Karaydım, kağıt gibiydim yaşamalarda

Adım görseniz her gün o denizlerdeydi

Bin yıl bir M sesiydim aşağı Mısır'da.


Ben vurdum sevilere belli değil miydi

Bin yıl seni açtım işte yalnızlığımda.

Ne zaman aydınlığında adım geçti miydi

Bir aşk demekti bu dünyada.


Bir zamanlar yalnızlık güzeldi Mısır'da

Seninle yepyeni bir göktü gidilirdi

Baktım mı, büyürdü bir zambaktı anımda

Şimdi bir gölgedir uzar ovalarımda

Böyle uyanırdım ya uyanmak değildi

Bir aşk demekti bu dünyada.