Bir gün. Bir park. Bir kişi. Bir saat. O saat hiç yaşanmamış olsaydı canımız bu kadar yanmayacaktı eminim. Birlikte geçirdiğimiz onca anı hiç yaşanmamış olacaktı. Geçmişe baktığımızda birbirimizi hiç hatırlamayacaktık bile. O anları geri alamayız ama inan bana sahip olduğum her şeyi zerresine kadar o anları geri almak için harcayabilirim. Kendim için değil, senin için. Bir kez daha yara almamış olurdun böylece.

  O pasparlak, yemyeşil çimenler ordusu arasında uzanıyorsun. Arkada seni düşünerek dinlediğim o şarkı çalıyor. Gözlerini bana diktin. Aylarca kendimi o an gözlerinden hiçbir duygu görmediğime dair kandırdım. Hayır, ilk kez o gün gözlerinde bana karşı duyduğun sevgi ve şefkati görmüştüm. Eminim. Yanına çağırıyorsun, itaat ediyorum. Beni kollarının arasına alıyorsun, izin veriyorum. Belki de o an sadece yeni bir duygu hissetmek istedim. Belki de sen de aynısını istedin. İkimiz de izin verdik birbirimize. Söz verdik her zaman birbirimizin yanında olacağız diye. Tutamadık. Biliyordun tutamayacağımızı. Çünkü sen biliyordun acı çekeceğimizi. Yine de izin verdin bana. Seninle beraber bir peri masalı kurdum kafamda. İzin verdin. Bu hikayenin kötü kişisi kim söylesene.

  Şimdi evindeyiz. Yatağında uzanıyoruz. Seni yanımda hissediyorum. Hayatımda ilk kez gerçekten yaşadığımı hissettiren bir gün yaşamıştım. Senin için bir hiçmiş. Neden mutsuz olduğumu soruyorsun, söylüyorum. İşte yine o bakış. Sevgin ve şefkatin. Beni yeniden kollarının arasına alıyorsun, elimi tutuyorsun. Benim için ağlıyorsun. Söylesene yakınımda olmak istemediysen neden ağladın benim için? Yalan söyledin. Canını yaktım, canımı yakmak istedin. O masada kalbim zaten atamayacak kadar yorulmuşken tek dayanağımı, anılarımızın içtenliğini, elimden almaya değecek kadar canını yaktım mı? Elimde tuttuğum zincirlerini sonunda serbest bıraktığım için neden beni cezalandırdın? Beni bu hikayenin kötü kişisi yapmaya çalıştın ama ben seni buna kanmayacak kadar iyi tanıyordum.

  Sen hep mutlu ol istedim. Hayır. Seni ben mutlu etmek istedim. Başaramadım. Başaramadıkça yoruldum. Yoruldukça uzaklaştım. Uzaklaştıkça seni kaybettim. Seni kaybetmemek için çok savaş verdim. Hayatımda çok fazla savaşım oldu. İlk kaybımı sana yaşadım. İlk aşkım, ilk sevgim, ilk kaybım. Sonsuza dek içimde bir yerlerde olacaksın. Bana yaralarımı nasıl saracağımı öğrettin. Teşekkür ederim. Daha büyük bir iyilik yapamazdın.