Kapıyı tutun

Gözlerine kan oturmuş,

Parkasında bir bombanın hazır kıta duruşu

Ellerinde boya, yakasında karanfil tohumu

Voltaya kalkmış mor yelekli bir kadın

Yumrukluyor tuşları

Ve kapı kapanınca burnundan çektiği nefesle

Birbirine iliştirdiği on iki bulutu soluyor

Yüzünde fırtınaya direnen kağıt bir gemi

Bir çocuk soruyor sırtındaki şiiri ki şöyle

-Kan doldurur yelkenimizi

Zaman ilaç değil zehir

Denizi pay ettik

Toprağınız kemik kusunca-


Annesi susunca indirilir büyümek

Tanrıya bir kat daha yakınız

Kapıyı tutun

Daha yakıldığımız meşalelerle

Otuz beş menekşe bindirilecek

Tüm sloganlar bir müddet sussun

Salyangozun yürüyüşüdür

Mermer sütunun parlaklığına yıldız ekleyen

Beklenen bir şey değil ölüm

Yukarı çıktıkça düşüşü daha sert olacak bir asansörden sesleniyorum


Kapıyı tutun

Berkin uyuyor içeriyi aydınlatan

Kapıdan bir pusunun ardına sızan ışıkta

Kan filizlenir yapraklarından

Bir tohum zorla uyandırılırsa