İlkem; Düşüşlerimi Saymak



Ülkümün bana giydirdiği abla profilini,

Saygımın bana sardığı mahcubiyet kefaretini,

Ve sevgimin topluma soydurduğu vazgeçişi 

İnce bir elekten geçirdim sararmış ayın gölgesiyle,

Fevkalade bir yıkımın enkazı var bu köyde.

Ve her evin bacasında;

Duman yerine, kırılmış hayal bulutu tütüyor.

Ağımın tepesine örülmemiş kaderimle;

Sonuna terk edilmiş kederim,

Bir ucu aşınmış seccadede boyun eğiyor

Ufkum ve ülküm tanyerinde uyanıp 

Tanyerinde can veriyor,

Sefalet sığdırılmış ağılım, bahçem;

Samanı inceden, sarısı güneşin ateşine serpilen

Her taşım dağılmış, o beyaz ışığa umut etmekten,

Seyda’mın ininde ışığın inancını bırakıp

Sevdamın tuzlu, yağsız kiş’inde hidayeti öğreniyorum 

Kitabım hiç eksilmiyor dizlerimden

Göktekiyle pek bağdaştıramıyorum yazılanları

Sefaleti kirli çocuk yüzlerinden 

Savaşı; çocukların ipek saçlarından söküyorum her bir harfte 

O köylerime gemiler gelmiyor

Seyda ve çobanların kavalı uğulduyor hep gökte

Hem kanlı hem haksız...