Seneler önce bir zemin karalamasında kalemini tek bir fırça darbesiyle çizilmesiyle bilinen Zen Çemberi için oynatmaya niyet eden arkadaşıma, "Çemberin döngüsünden hoşlanmıyorum, sanki sonsuza dek o döngü içerisinde kapalı kalmışlık hissi veriyor." demiştim. -Hala aynı şekilde çemberi düşünmek içimi bunaltır.- Ve arada boşluk kalsın istemiş, bir ucunu açık bıraktırmış, çemberi tamamlatmamıştım. Yani bu benim için ne ifade ediyor? Başı ve sonu belli olsun istiyorum, bir noktada bitsin. Bitsin ki, yalnızca bu döngüde kalmayıp farklı bir döngü fırsatı olsun. Bitsin ki, yenisi başlasın. Yani çemberin bir parçası eksik gibi ama aslında tamamlanmış. Algıda tamamlama yasası. Zihnimiz eksik olanı tamamlamaya meyillidir. Fakat şöyle ki; kendine özgü bir çizginin, çember olarak tamamlanmaya ihtiyacı olduğunu varsaymamız tam bir illüzyon.


Tüm bunlardan bahsederken ne demek istiyorum? Belki de yarım kaldığını sandığımız şey yarım kalmadı, tam tersi orada tamamlandı. Yani bu kadardı ve bitti. Olması gerektiği kadar bir ömrü vardı ve doldu. Hikâyeler yarım kalmadı, yeni bir hikâye için yol açtı.


Neye baktığın, nasıl baktığın, ne gördüğün ve aslolan.


•••


Mayıs 2022, Ankara.