Tozlanmış hasretinin kokusunu soluyorum,
Zaten kim havalandırabilir ki nem tutmuş ruhumu?
Yalnızlık çöker gece gibi ve hırıldar ölüm sessizliği.
Sensizlik öyle kararır ki ve bensizlik doğar bu ölümden!
Bu sinsi suskunlukla usulca akıp geçiyor zaman,
İçimden geçer kara tabutlar, soğuğu işler her seferinde.
Eski bir yıldızdır göklerde arayıp durduğum, bir yol belki
Belki ilizyondur, belki gerçek, belki de bunlardan daha da öte...