Gayri onlar

Gözlerin göremeyeceği yerlerde

Kör buzağıyı ürkütecek

Topal karıncaların yuvasını dağıtacaklar

Nurdan döşeklerini işgal edip

Cennet ehlinden nimetler çalacaklar

Onlar bin çocuktan yapılma bir çehre

Bin çocuğa bir rüya sunacaklar

Kulakların işitemediği yerlerde

Hür duvarları yıkıp da gül şehre

Her tümsekten naad yağdıracaklar

Kor emirler kör ateşler içinde

İçleri irkiten tokmak sesleriyle

Hissetmeleri, ferasetleri dağlayacaklar

İçerli, nakış nakış dizilmiş öfkelerle

Merî mermer kaidelerden evlerine

Küçelerden panayırlara uzanacaklar

Bir nesle miras kalan günler için

Bayat su çeşmelerini bağlayacaklar

Onlar o hoyrat gülüşlerinin ardına

Hayatından son demi aldıran

Kargışlanan bir toplum yaratacaklar

Salkım salkım düşlerin mucitlerini

Uyurken gördüklerine inandıracaklar

Halkın günah dolu şehrine cilt cilt

Kul kelâmıyla zûl fetvası yazacaklar

Sonra soracaklar ya sen

Ey çakal yürekli

Ey kargır bilekli cevval oğlanlar ülkesi!

Kulaklarından akan nehirden

Gözlerini ısıtan güneşten, ferden

Ya sen korkmayan

Ne darağacından ne pak kefenden

Gönülleri tutsak ettiğin o har kafesten

Bizlere neler getirdin?

Göğüslerinize ılıkça su serpen

Mevval okunan ülkeden size iğdeler

Sırtıma, sızıyan düğümlerden

Evhamlı gülüşlerden

Düş körelmelerinden bir yük biriktirdim

Toprağa miras kalan boğumlara

Tan perilerinin sarnıcından

Şafak güneşleri iliştirdim

Anaç yazgımdan tohumlara

Zan yaralarının sancısından

İrili karınca orduları serpiştirdim

Kan ile kan savaşımından

İnci doğuran kuşların sorgucundan

Gonca dileklerimin ardına gelen buyrukla irkildim

Postallarımın altına mayasız çelikler yığınını

Katışması için halkımla

Şehrime dehlizler çizdirdim

Yok edip demir sabanlarla bilekler azığını

Kuşatmalarda kalgımla

Nefsime öfkeler gerdirdim

Dirilttim aşkını yeniden Şehriyâr ile Şehrazâd’ın

Üç oğulu masallardan dirilttim

Buhar kazanlarında, demir atölyelerinde

Halkımı Caligula sapkınlığıyla büktüm eğirdim

Kadınlarıma işli yazmalar, tel örgülü etekler giydirdim

Yoksulumu iffetle, zenginimi nefretle süsledim

Aç karınlarına milletimin ağrılar değdirdim

Büsbütün bedenleri balyalarla nefsime zerk ettim

Berkittim iktidarımı

Paspal düzenimi berkittim

Yutkundum mevkîmden gelen serzenişleri

Kuşluk vaktine and içtim

And içtim, gayri onlar

Hiç beklemeyen, hiç beklemeyecek, zira bekleyemeyecektirler!

El-intizâr

Eşeddü minen-nâr...