İnancım ufacık bir çocuk hâlâ, o kadar yürekten, saf ve kalbî inanıyorum. Ne var ki çocukların korkuları, kabusları var. Korumak istiyorum o çocuğu kabuslarından, gece karanlığında gördüğünü zannettiği korkunç hayaletlerden, dışarda gök kubbe dehşetle dile gelirken tatlı sözlerin yatıştırıcı yatağına sığınmak istiyor. Rüzgârın korkutucu uğuldaması kendiyle birlikte nice heyulaları da taşıyor. Heyulaların fısıltıları var, korkuyu tetikleyen etkili fısıltıları... Olmayacak, olmuyor... diye sesleniyorlar. Kulağını kapatıyor elleriyle, gözlerini yumuyor çocuk ve kirpikleri sıkı sıkıya kapalı. Düşlerine sığınmak istiyor. ''Bu gün ne oldu biliyor musun?'' diye tatlı bir seslenişle başlayan, şuh bir kahkahanın eşlik ettiği bir düş. Rüya gibi ama rüyadan daha gerçek.