Böylece içindeki hisler yerli yerine oturabilir. İnsan fiziksel hayatı, hisleri, düşünceleri birbiriyle ilişkilidir. Her bir bir diğerinin üstünde ki örtü gibidir ve o örtüye ne çarparsa diğer örtülere de etki edecektir.


Bu da sürekli olur. İnsan kaybeder kazanır bekler bulur ve daha bir çok şey... Çeşit az gelir kimi zaman ancak miktar çoktur. İnsanın hisleri gelişti en küçük değişimden bile etkilenir.


Olup bitenlere bakıldığında insan sürekli dışarıdan itilen çekilen ve hisler yaşatılan bir varlık gibidir. Hiçbir kontrolü yokmuş gibi hisseder. Bu da sinir bozar. Peki gerçekten hiçbir güce sahip değil midir.


Bu üst üste örtülmüş örtülerin altında bir oyun hamuru vardır sanki her bir etkiyle o hamur şekillenir ve üstündeki örtülerdeki her katman hamurun şeklini alır. Her bir olay; fiziksel, hissel ve düşünsel her bir dünyayı değiştirir.


Birey bu noktada gözlemlemeye başlamalıdır. Ne oluyor, ne düşünüyorum ve hissediyorum. Bu etkiler sonucunda nasıl bir hayatım olmalı ve ne yapabilirim. İşte bu bizlerin noktasıdır ve burada kişi dahil olabilir. Dahiliyeti ölçüsünde de bir üretim hatası gibi olan bu maddenin aslında bir sanat eseri olduğunu düşünmeye gelir.


Peki bu dahiliyeti nasıl gerçekleştireceğiz?