İstanbul Kadıköy iskelesinde, terk edilmiş tekne yalnızlığına benzerim bazı zamanlar

Yosun tutmuş paslanmış lakin dimdik ayakta

Oysaki kim istemezdi Gülhane’de kuş olmak, özgürlüğe kanat çırpmak 

Ekmek kırıntıları aramak, sokak sokak

Kanatlarının altından İstanbul’u seyretmek ve hayret etmek insanlara

Ne garip değil mi kuş, insan olmak?


Eminönü’nde sohbetler arası yayılmış balık kokusu

Kalabalık her zamankinden daha sakin

Masmavi denizin renginde kaybolurken gözlerim, güneş ışınlarının gülümsemesi vurur başıma...

Dalgaların kıyıya vuruşu, bozarken kalbimin ritmini

Bir anda gözüme ilişir, minareye yükselen martılar

Bunca pisin, kirin, kötülüğün içinden beyazlar içinde temiz kalabilmek, martılara mahsusken

İnsanda ise şakaklarına düşen ak mıydı, insanı temiz yapan?