Kollarından zincire vurulmuş bir hayvan dolaşıyor doğanın öksürükleri altında boğulan yeryüzünde. Doğuran, sığınan, ağlayan, hisseden bir hayvan dolaşıyor Tanrı'ya boyun eğdiren Napolyon'un Fransası'nda. Aptal, akılsız, güç budalası ve fakat yaşayan bir hayvan dolaşıyor Hitler'in Almanyası'nda. Karanlıkta yaşayan, ışığa sırtını dönen, ölülerine dua eden, inanan bir hayvan dolaşıyor Tiberius'un köleleri arasında. Komün kökenlerine bağımlı, tutsak bir hayvan dolaşıyor Stalin Rusyası'nın sokaklarında. Ölümle dolu aynı minvalde bir bakıma yaşamla dolu bir hayvan.
Ve aklın esaretinde, beynamaz bir sürünün arasında, bütün bu gösteriye arkasını dönmüş ama aynı yöne sürüklenen, ışığa bakmaya çalışan, sözde akıllı ama ölü bir hayvan daha dolaşıyor bugün, burada ve her yerde.
''Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor,
yürekten gelenin doğal rengini.''