"Dilini bilmediğim bir ülkede gibiyim. Su gibi, son vapur saati gibi...
İçimin nasıl yandığını anlatamıyorum sanki kayboldum. Gözlerim, ellerim kayıp...
Sağım solum yok. Belki de ölmüşüm...
Üstelik kan kusmuşum, sanki koşmuşum kan ter içinde...
Son anda ayak basmışım da karaya, ayağımı bastığım toprak ayrılmış ana karadan.
Huzurum, soluklandığım evim, her şey paramparça..."