Neden hizmet etmek isteyelim ki? İnsanlık bize hizmet etsin isteriz. Bunu böyle bir anda söylemek hiç hoş gelmemiş olabilir. Gerçekler ne zaman hoş geldi ki… Aslında gerçeğe neden ihtiyacımız var ki? Sanal olan her şey bize yetiyor değil mi?


Birçok soru var sorulması gereken bir başladı mı insan arka arkaya sıralanıyor sürekli ancak hiçbiriyle uğraşmaya hem fikir değiliz. Tek istediğimiz kaçıp gitmek. Nereye olursa olsun hiç fark etmez. Yeter ki biraz keyif olsun içinde ve mümkünse hiç kimse rahatsız etmesin. Bu mümkün mü?


Bu soruya cevabı şu benzetmeyle bulabiliriz: Her zaman abur cuburla beslenmemiz mümkün mü? Eninde sonunda bir yemek yememiz gerekecek değil mi? Hatta çok uzun süre abur cuburla beslenmişsek bir doktara gözükmemiz de gerekecektir muhtemelen.


Her zaman kaçamayacağız öyleyse. Hatta kaçmak için inatçı olmamız derecesine göre gerçeğin dalgası o kadar yüksek ve şiddetli bir şekilde çarpacak kıyımıza ve şok etkisi bir hayli geniş ve uzun soluklu olacak. Elden bir şey gelmez o anda. Şoklanırız ve etkilerini yaşarız. Ancak o şok anından sonra ne yapacağımız belirleyici olabilir…